İnkar edenler ise; onların amelleri dümdüz bir arazideki seraba benzer; susayan onu bir su sanır. Nihayet ona ulaştığında bir şey bulamaz ve yanında Allah’ı bulur. (Allah da) Onun hesabini tam olarak verir. Allah, hesabı çok seri görendir. (Nur Suresi, 39)

11 Ekim 2007 Perşembe

Bunları Biliyor musunuz 1

Dört Ayaklıların (Tetrapodların) Kökeni Yaratılıştır
Dört ayaklılar (tetrapodlar), karada yaşayan omurgalı canlıların geneline verilen isimdir. Bu sınıflama içinde amfibiyenler, sürüngenler ve memeliler yer alır. Evrim teorisinin dört ayaklıların kökeni hakkındaki varsayımı ise, bu canlıların suda yaşamakta olan balıklardan evrimleştiği yönündedir. Oysa bu iddia, hem fizyolojik ve anatomik yönlerden çelişkilidir, hem de iddianın fosil kayıtları yönünden hiçbir temeli yoktur. Bir balığın karada yaşamaya uygun hale gelmesi için onun, solunum sistemi, boşaltım mekanizması, iskelet yapısı gibi farklı yönlerden çok büyük değişimler geçirmesi gerekir. Solungaçlar akciğere dönüşmeli, yüzgeçler vücut ağırlığını taşıyacak biçimde ayak özelliği kazanmalı, vücut artıklarını arıtmak için böbrekler oluşmalı, deri sıvı kaybetmeyi engelleyecek bir yapı kazanmalıdır. Tüm bu değişimler gerçekleşmediği sürece, bir balık karaya çıktığında en fazla birkaç dakika yaşayacaktır. Dolayısıyla canlı ilk ortaya çıktığı andan itibaren eksiksiz bir bedene sahip olmalıdır. Bu ise dört ayaklıların kökeninin evrimcilerin iddia ettikleri gibi tesadüfler değil yaratılış olduğunun sayısız kanıtlarından birisidir.
Hiçbir canlıda olmadığı gibi kurbağaların kökeninde de bir "evrim" süreci yoktur. Bilinen en eski kurbağalar, balıklardan tamamen farklı ve kendilerine has yapılarıyla ortaya çıkmıştır. Günümüzdeki kurbağalarla da aynı özelliklere sahiptirler. Dominik Cumhuriyeti'nde bulunan üstteki amber içindeki kurbağa fosili ile bugün yaşayan örnekleri arasında hiçbir fark yoktur.
Yerkürenin Tam Gereken Büyüklükte Olduğunu...
Dünya'nın Güneş'e olan mesafesi, dönüş hızı ya da yeryüzü şekilleri kadar, büyüklüğü de önemlidir. Dünyamızı, Dünya'nın kütlesinin sadece % 8'i kadar bir kütleye sahip olan Merkür'le, ya da Dünya'dan 318 kat daha büyük bir kütleye sahip olan Jüpiter'le karşılaştırdığımızda, gezegenlerin çok farklı büyüklüklere sahip olabileceklerini görürüz. Bu kadar farklı büyüklükteki gezegenler içinde, Dünyamız'ın büyüklüğü tesadüfen belirlenmemiştir. Yerkürenin özelliklerini incelediğimizde, üzerinde yaşadığımız bu gök cismini Allah'ın tam olması gerektiği büyüklükte yaratmış olduğunu görürüz. Amerikalı jeologlar Press ve Siever, Dünya'nın bu "uygunluğu" hakkında şu bilgileri verirler: Dünya'nın büyüklüğü tam olması gerektiği kadardır. Daha küçük olsa yerçekimi çok zayıflayacak ve atmosferi Dünya'nın etrafında tutamayacaktı, daha büyük olsaydı bu kez de yerçekimi çok artacak ve bazı zehirli gazları da tutarak atmosferi öldürücü hale getirecekti... (F. Press, R. Siever, Earth, New York: W. H. Freeman, 1986, s. 4)
Proteindeki Yapıya 30.000 Bilgisayarın Erişemediğini...
Proteinin 3 boyuta katlanmasının bilgisayar ortamında taklit edildiği araştırma, hücredeki mucizevi yaratılışı bir kez daha gözler önüne serdi. Stanford Üniversitesi fizik kimyageri Vijay Pande'nin yürüttüğü çalışmada, protein katlanmasını sanal ortamda gerçekleştirecek bir bilgisayar ağı oluşturuldu. Ancak protein katlanmasında gerçekleşen işlemler o kadar fazlaydı ki, bunları başarılı bir şekilde taklit edebilmek için internet gönüllülerine ait tam 30.000 bilgisayar kullanıldı. (Eurakalert.com: Finding a 'Holy Grail': simulated and experimental protein folding compares nicely, 20 Ekim 2002) İki yıl boyunca sürdürülen veri toplama işinde bilgisayarlar bir milyon saatten fazla çalıştı. İnsan vücudunda gerçekleşen çok sayıdaki işlemden sadece bir tanesine ait, küçük bir detay için yapılmış olan bu araştırmadaki yaratılış kusursuzluğunu açıkça ortaya koymaktadır. Allah üstün güç sahibi olan, her türlü yaratmayı bilendir.
Kalsiyumun Vücudumuz İçin Ne Kadar Önemli Olduğunu...
Sağlıklı vücut yapısı için gerekli olan minerallerden biri kalsiyumdur. Bu mineral büyük oranda vücudumuzdaki kemiklerde bulunur. Eksikliği yüksek oranlara vardığında ise diş ve sırtta ağrılar, kemiklerde zayıflama, çatlama ve kolay kırılma görülür. Vücuttaki kalsiyum miktarı sadece kemikler için önemli değildir. Rabbimizin izni ile aynı zamanda vücuttaki bütün fonksiyonlarda görev alır. Özellikle vücuttaki demirin kullanımı ve alınan gıdaların hücre zarından geçebilmesi için gerekli olan bir mineraldir. Hücrelerin işlevlerini yerine getirebilmesi, sinir iletilerinin aktarılması, kas gelişimi ve kasılması, kan pıhtılaşması, hamilelik sırasında bebeğin kemik gelişimi için önemlidir. Ayrıca bebeği kurşun zehirlenmesinden korur, böbrek taşlarını önler, kanser, kalp krizi risklerini azaltır, enerji sağlar, çeşitli enzimleri harekete geçirir, yağları vücut tarafından kullanım için parçalar, cildin sağlıklı kalmasına yardım eder.
Kuş Tüylerinin Özelliklerini...
Bir kuşun karnındaki tüyle kanat ve kuyruk tüyleri üstün yaratılışı gereği birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Büyük tüylerden meydana gelen kuyruk tüyleri dümen ve fren görevini yerine getirir. Kanat tüyleri ise, kanat çırpma esnasında açılarak yüzeyi genişletecek ve kaldırma kuvvetini artıracak bir yapıdadır. Kuşun kanadını aşağı doğru çırpması sırasında, tüyler birbirlerine yakın duruma gelerek, aralarından hava sızması engellenir. Kanatların yukarıya doğru kalkışı esnasında ise tüyler iyice açılarak aralarından havanın geçmesine elverişli bir pozisyon alır. Kuşlar, uçabilme yeteneklerini koruyabilmek için belirli dönemlerde tüy döker. Yıpranmış ya da yırtılmış büyük tüyler, görevlerini tam olarak yerine getiremedikleri için hızla yenilenir.