İnkar edenler ise; onların amelleri dümdüz bir arazideki seraba benzer; susayan onu bir su sanır. Nihayet ona ulaştığında bir şey bulamaz ve yanında Allah’ı bulur. (Allah da) Onun hesabini tam olarak verir. Allah, hesabı çok seri görendir. (Nur Suresi, 39)

30 Ekim 2007 Salı

20 Milyon Yıllık Örümcek Fosili ve Evrimin İmkansızlığı

Karıncalardan ağaçlara, yarasalardan köpek balıklarına kadar çok çeşitli türlere ait yaşayan fosiller mevcuttur. Bu durum, doğa tarihi boyunca hiçbir evrimleşme yaşanmadığının kesin bir belgesidir. Manchester Üniversitesi'nde bir araştırmacı olan Dr. David Penney tarafından bulunan, kan içeren ilk örnek olma özelliğindeki örümcek fosili de son dönemlerde "yaşayan fosiller" listesine eklenen ve tarih boyunca evrim yaşanmadığını kanıtlayan açık örneklerden yalnızca biridir. Reçine İçinde 20 Milyon Yıl Gizlenen Mucize "Yaklaşık yirmi milyon yıl önce ağaçtan yukarı tırmanmakta olan bir örümcek, üzerine aniden akan reçinenin içinde hapsoldu ve öldü." Manchester Üniversitesi'nden Dr. David Penney, reçine içinde bulduğu örümcek fosilini böyle açıklamaktadır. Araştırmacı, fosili, Dominik Cumhuriyeti'ne 2003 yılında yaptığı bir ziyaret sırasında buldu. Fosil üzerinde daha sonra gerçekleştirdiği araştırmalar ise şaşırtıcı bir bulgu ortaya koydu. Örümcekten iki minik damla kan yirmi milyon yıl boyunca bozulmadan kalmış, günümüze ulaşabilmişti. Böylece Penney'nin fosili, kan içeren ilk örnek olarak literatüre geçti. Bilim çevrelerinde heyecan uyandıran fosil... Bilim adamları daha ileri araştırmalar için örümcek fosilinin kanından DNA elde edebilmeyi umduklarını açıklamışlardır. İçindeki kan örneğiyle bir ilk olan örümcek fosilinin bilim çevrelerinde ne denli büyük bir heyecana sebep olduğu, fosili bulan Dr. Penney'nin ifadelerinden de açıkça anlaşılmaktadır: "İçinde tek bir örümcek barındıran bir tutam reçinenin günümüzden yirmi milyon yıl öncesine bir pencere açabilecek olması harika... Örümceğin bedeninin reçinedeki kana göre pozisyonunu analiz ederek nasıl öldüğünü, o anda hangi yöne gitmekte olduğunu ve hatta hangi hızda hareket ettiğini dahi bulmamız mümkün olabilecek". Evrimci Bir Bilim Adamının İtirafı "Bazı insanlar fosillerin, Darwin'in hayatın tarihi hakkındaki görüşlerine kanıt olduğunu zanneder. Oysa ki bu kesinlikle yanlış bir düşüncedir." (Dr. David Raup (Chicago Doğa Tarihi Müzesi, Jeoloji Bölümü Başkanı) SBS Vital Topics, David B. Loughran, Nisan 1996, Stewarton Bible School, Stewarton, Scotland) Örümcek Fosilinden Evrim Teorisine Darbe
Detayları Paleontology bilimsel dergisinde (2005, cilt. 48, bölüm 5) yayınlanan fosil bulgusu, örümceklerin yirmi milyon yıllık geçmişi hakkında çok önemli bir başka bilgi de sağlamaktadır: Söz konusu örümcek, günümüzde Güney Amerika'da yaygın olarak bulunan Filistitatidae örümcek ailesine ait ve yaşamakta olan örneklerinden farksız. Bu ise onu bir "yaşayan fosil" yapmaktadır.
Yaşayan fosiller, günümüzdeki örnekleriyle fosil örnekleri arasında farklılık bulunmayan, dolayısıyla türlerin milyonlarca yıl boyunca hiçbir evrim geçirmediği gerçeğine ayna tutan kanıtlardır. Bu yönleriyle evrim teorisine ağır bir darbe oluşturmaktadırlar.
Evrim teorisi, ancak değişen çevre şartlarına uyum sağlayabilen canlıların hayatta kalacağını, hayali birtakım rastlantısal değişimlerin etkisiyle canlıların bu süreçte başka canlılara evrimleşeceğini iddia etmektedir. Yaşayan fosiller ise teorinin türlerin zaman içinde değişen şartlara göre değişim geçireceği iddiasının asılsız bir hikayeden ibaret olduğunu ortaya koymaktadır.
Penney'nin örümcek fosili de evrim teorisine tüm bu gerçekler doğrultusunda son bir darbe oluşturmuştur. Çünkü bu fosil, örümceklerin yirmi milyon yıl gibi çok uzun süre boyunca dahi çevre şartlarındaki değişimden etkilenmediklerini, anatomik özelliklerini aynen koruduklarını kanıtlamaktadır. Rakamlarla Örümcek Dünyası...
Kapı tuzaklı örümcekler, yaptıkları yuvada 10 yıl boyunca yaşayabilirler. Bütün ömrünü bu karanlık tünelde geçiren örümcek hemen hemen hiç dışarı çıkmaz. Avını yakalamak için kapağı açtığında bile, arka ayaklarını yuvadan çıkarmaz.
Örümcek ipliklerinin kimyasının anlaşılması için yapılan araştırmalar sırasında iplikler, örümceklerden özel makineler sayesinde sağılır. Böylece örümceklere zarar vermeden hayvan başına günde 320 metre ipek (yaklaşık 3 miligram) elde edilebilmektedir.
Boyları 2.5 - 3 cm kadar olan Güneybatı Afrika'da Namibia çölünde yaşayan bazı örümcek türleri, saniyede 2 metre gibi oldukça büyük bir hıza erişebilirler. Bu hızın tam olarak anlaşılması için şöyle bir örnek verilebilir. Örümceklerin tekerlek şekline getirdikleri gövdelerinin devir sayısı, saatte 40 kilometre hızla giden bir arabanın tekerleklerinin dönüş sayısı kadardır.
Örümcek ipeği kendi kalınlığındaki çelikten beş kat daha sağlamdır. Kauçuktan daha esnektir. Kendi uzunluğunun dört katı kadar uzayabilir ve son derece hafiftir. Bunu şöyle bir örnekle de açıklayabiliriz: Dünyanın çevresini dolaşacak bir örümcek ipliğinin ağırlığı sadece 320 gramdır. ("Structure and Properties of Spider Silk", Endeavour, Ocak 1986, sayı 10, s. 42)